Türkiye’nin Süper Bilgisayar Hamlesi: ARF ve ARF‑ACC
Türkiye, donanım ve yazılım altyapısını güçlendirmek için önemli adımlar atıyor. TÜBİTAK ULAKBİM’in yönetimindeki TRUBA (Türk Ulusal Bilim e‑Altyapısı) çerçevesinde yer alan ARF süper bilgisayar sistemi, 2023 sonu ve 2024 başlarında yenilenen kapasitesiyle dikkat çekiyor.
Özellikle ARF‑ACC aşaması; tamamen sıvı soğutmalı GPU sistemleri, yüksek performanslı dosya sistemleri ve geniş araştırma kullanımı için tasarlanmış altyapısıyla ön plana çıkıyor.
ARF‑ACC sisteminin dünya çapında üst sıralarda yer aldığı açıklandı: Top500 listesinde 230’uncu sırada, enerji verimliliği bakımından Green500 listesinde 26’ncı sırada.
Bu sıralamalar, Türkiye’nin yüksek başarımlı hesaplama (HPC) kapasitesinin uluslararası ölçekte rekabet edilebilir hâle geldiğini gösteriyor.
Donanım Özellikleri ve Yazılım Entegrasyonu
Bu sistemin teknik altyapısı da oldukça güçlü. ARF‑ACC’de kullanılan başlıca bileşenler arasında:
- NVIDIA H100 GPU kartları ve ThinkSystem SD650‑N V3 sunucular yer alıyor.
- Dosya sistemi ve giriş‑çıkış altyapısı yüksek performanslı veri işleme için optimize edilmiş durumda.
- Sıvı soğutma sistemi sayesinde enerji verimliliği artırılmış; veri merkezi soğutma ve altyapı yönetimi bu sistemin kritik parçaları arasında.
Yazılım açısından ise bu donanım, yapay zekâ (YZ) modellerinin eğitimi, büyük veri analitiği, simülasyon çalışmaları ve akademik araştırmalar için uygun ortam sunuyor. Geliştiriciler ve araştırmacılar, yüksek performanslı altyapı sayesinde daha kısa sürede daha büyük veri setleriyle çalışabiliyor. Ayrıca eğitim ve erişim süreçleri de TRUBA üzerinden destekleniyor.
Kullanım Alanları ve Ulusal Strateji
Bu altyapının Türkiye açısından stratejik önemi büyük. ARF‑ACC ve TRUBA’nın sunduğu kaynaklar, yalnızca akademik araştırmalar için değil; sanayi, kamu ve teknolojik dönüşüm projeleri için de erişilebilir durumda. Örneğin, TBMM Yapay Zekâ Araştırma Komisyonu üyeleri, TÜBİTAK ULAKBİM merkezini ziyaret ederek sistemin savunma, biyoteknoloji, iklim modellemesi gibi alanlardaki potansiyelini değerlendirdiler.
Araştırmacı sayısı da dikkat çekici: 7.400’den fazla araştırmacı sistemden yararlanmış durumda. Aylık 46 milyon çekirdek‑saat seviyesinde işlem hacmi bildiriliyor.
Yazılım‑donanım bütünlüğü sayesinde; iklim değişikliği modellemeleri, malzeme bilimi çalışmaları, yapay zekâ eğitimi gibi yüksek hesaplama gerektiren alanlar Türkiye’de daha erişilebilir hâle geliyor. Bu, “yerli ve milli teknoloji üretimi” stratejisiyle birlikte değerlendirildiğinde, dışa bağımlılığın azaltılması ve teknoloji ihracatına yön verilmesi açısından kritik.
Yazılım‑Donanım Ekosisteminde Fırsatlar ve Zorluklar
Fırsatlar
- Geliştiriciler, yüksek performanslı altyapı sayesinde daha büyük modeller oluşturabilir; bu durum YZ ve veri bilimi alanındaki girişimler için önemli bir avantaj.
- Sanayi kuruluşları, ARF‑ACC gibi altyapılara erişim sayesinde Ar‑Ge maliyetlerini düşürebilir ve prototipleme süreçlerini hızlandırabilir.
- Eğitim‑öğretim anlamında, bu sistemler genç mühendislerin ve araştırmacıların deneyim kazandığı bir ortam oluşturuyor; yazılım‑donanım altyapısı entegrasyonu konusunda bilgi birikimi artıyor.
Zorluklar
- Yüksek başarımlı sistemlerin işletme maliyetleri, enerji tüketimi ve soğutma altyapısı hâlâ önemli bir gündem konusu. Türkiye’de bu sistemlerde kullanılan sıvı soğutma ve enerji dağıtımı gibi altyapılar özel uzmanlık ve yatırım gerektiriyor.
- Yazılım açısından bakıldığında, donanım kapasitesini verimli kullanacak yetkinliklere ihtiyaç var: veri bilimciler, yapay zekâ mühendisleri, altyapı yöneticileri gibi uzman profillerinin sayısı artırılmalı.
- Yerli donanım üretimi hâlâ gelişme aşamasında; özgün çip tasarımı, küresel rekabet koşullarına uygun üretim ve yazılım‑donanım özgünlüğü üzerine katma değerli çalışmalar gerekmekte.

Bir yanıt yazın